30 Ocak 2007 Salı

KİVİLİ PASTA


Bugünlerde pasta yapmaya hiç niyetim yoktu.
Dün sabah eşimin abisi İstanbul'a geldi.
Bizede yazın bahçesini gördüğümüz, kendi yetiştirdikleri bu güzel kivileri getirdi.
Akşama eşimin ablası ve diğer abisini de davet ettik.
Bende çayın yanına bu pastayı yaptım.
Pastayı yaparken"kekle uğraşamam-kelepçeli kek kalıbım yok" derseniz, 1 paket hazır pasta tabanı kullanabilirsiniz.
Keki hazırda kullansanız, kendinizde yapsanız mutlaka meyva suyu veya suda eritilmiş nescafe ile ıslatın.
Ben bu sefer pastanın içine suyunu sıktığım portakalların incecik etli bölümlerinden de koydum.
İlk defa bir pastada jöle kullandım, üzerindeki jöle Dr.Oetker'in tart jölesi.
Kullanımı oldukça kolay ve pratik.
Pasta kenarlarını kuruyemişle kapatmayı kim bulduysa Allah ondan razı olsun.
Beni en çok zorlayan iş muntazam olmayan pasta kenarlarıdır.
Şimdi kuruyemişle bütün kusurlarını kapatıyoruz.
"Afiyetle Kalın"
KİVİLİ PASTA;
Malzemeler;
Pandispanya hamuru için;
4 fincan şeker,
4 " un,
1 " su,
3 adet yumurta,
1 paket vanilya,1 paket kabartma tozu.
İçi için;
1 su bardağı soğuk süt,
1 paket krem şanti,
2 adet kivi,
Keki ıslatmak için; 2 su bardağı portakal suyu.
Üzeri için;
1 su bardağı soğuk süt,
50 gram margarin,
1 paket pasta kreması,
3 adet kivi,
1 paket Dr. Oetker tart jölesi
Yan tarafı için;
1 su bardağı iri çekilmiş antep fıstığı
TARİFİ;
Pandispanya malzemeleriyle kekinizi hazırlayın,içinde yağ olmadığı için koyu kıvamlı bir hamur oluyor.
Yağlayıp,unladığınız kek kalıbına yerleştirin.
Önceden ısıttığınız fırında, kısık ayarda ağır ağır kekinizi pişirin.
Kek pişip,soğuduktan sonra ortasından ikiye kesin.
Kekinizin yarısını servis tabağına yerleştirip,1 su bardağı portakal suyu ile ıslatın.
Üzerine hazırladığınız krem şantiyi,incecik halka halka doğradığınız kivileri yerleştirin.
Kekin diğer yarısını da 1 su bardağı portakal suyu ile ıslatıp,içi yerleştirdiğimiz kekin üzerine kapatın.
Artan krem şanti ve pasta kremasını margarin ve soğuk sütle çırpın.
Kekin üzerini kremayla kaplayın.
Üzerine incecik halka halka doğradığınız kivileri yerleştirin.
Pastanın kenarlarını jöle akmasın diye pasta kremasıyla çevirin.
Jöleyi üzerinde yazan tarife göre pişirip,karıştıra karıştıra soğutun.
Devamlı karıştırmazsanız jöle donuyor.
Hazırladığınız jöleyi kivilerin üzerine kaşıkla yayın.
Son olarak,iri çekilmiş Antep fıstıklarını pastanın kenarlarını kaplayın.
Buzdolabında 1-2 saat dinlendirdiğiniz pastanızı servis yapabilirsiniz.
"Afiyet Olsun"


*Kivi bahçesini yazın gezmiş ve resimlerini çekmiştim.
Dalında kivi görmek yada kivi bahçesi görmek isterseniz, bu güzel kivilerin geldiği Abana'daki bahçeyi görmek için, bakınız;
Muhterem'le Geziye-Abana'da Kivi Bahçesi



26 Ocak 2007 Cuma

FIRIN MAKARNA

Muhterem'le Afiyetle
İlk hamsili pilav tarifini verdiğim zaman abime "bir akşam sizede hamsili pilav yaparım" diye söz verdim.
Bir pazar günü akşam yemeğinde abimlere hamsili pilav yaptım.
Yemek etkinliğinde kullandığım resimler o akşam ki hamsili pilavdan.
Bakınız; Pilav Pastası ve Hamsili Pilav
Hamsili pilavı bizim ailenin büyükleri seve seve yer ama başta ben ve çocuklar yemiyoruz.
Ne yapayım? ne pişireyim? derken, aklıma fırın makarna yapmak geldi.
Benim çocuklar, yeğenlerim ve kendim için fırın makarna yaptım ama makarna güzel kızarmış, görüntü yerinde-tadı yerinde, biz onların hamsili pilavını yemedik ama onlar bizim fırın makarnadan birer dilim yiyerek tadına baktılar.
O gün telaştan unutmuşum, benim makarna sade oldu ama içine beyaz peynir yada kavrulmuş kıyma ekleyerek pişirebilirsiniz.
Daha önce fırın makarna yapıyorken süt-yumurta karışımı kullanıyordum, makarna hep sıvı kalıyordu.
Artık beşamel sosla yapıyorum, börek gibi dilim dilim kesiliyor.
"Afiyetle Kalın"


23 Ocak 2007 Salı

ISLAK KEK

Yumuşak kekleri çok sevdiğim için ıslak kekin benim için ayrı bir önemi var.
Bu kek ıslak olduğu için yumuşacık oluyor.
Eskiden, üzerine dökülen sosu kendi hamurundan ayırdığımız çiğ yumurtalı sosundan ayırıp, yapıyordum.
Tabii o da hem yumurta yumurta kokuyordu, hemde çiğ yumurta yemiş oluyorduk.
Bu yüzden yaz aylarında hiç yapamıyordum.
Fakat son zamanlarda sosu yumurtaları kırmadan önce ayırıyorum, çiğ yumurta yemek ve kokusunu çekmek zorunda kalmıyoruz.
"Afiyetle Kalın"

ISLAK KEK;
Malzemesi;

4 Adet yumurta,
2 su bardağı toz şeker,
1 su bardağı süt,
1 su bardağı sıvı yağ,
2 su bardağı un,
3 çorba kaşığı kakao,
1 paket kabartma tozu,
1 paket vanilya,
Süslemek için;
1 çay bardağı hindistan cevizi.
TARİFİ;
Süt, sıvı yağ, toz şekeri ve kakaoyu karıştırın.
Bu karışımın 1 su bardağını daha sonra kekin üzerine döküp, ıslatmak için ayırın.
Kalan karışıma yumurtaları, unu, vanilyayı ve kabartma tozunu eleyerek ekleyin ve iyice çırpın.
Yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına karışımı boşaltın.
Önceden ısıtılmış, kısık haldeki fırında ağır ağır pişirin.
Keki fırından çıkardıktan sonra biraz soğumasını bekleyip, kalıptan çıkarın.
Üzerine, ayırdığınız 1 bardak kakaolu karışımı dökün.
Hindistan cevizi ile süsleyip servis yapın.
"Afiyet Olsun"



*Muhteremle Geziye güncellendi.
Rumeli kavağı ve Boğaz'da gezmek ister misiniz? Bakınız;
Muhterem'le Geziye-Rumeli Kavağı ve Boğaz

20 Ocak 2007 Cumartesi

KAKAOLU KREP İÇİNDE MUZLU RULO

Tarifin ismi, içinde neler olduğunu tam anlamıyla anlatıyor.
Bu tarif Oktay Ustanın yemek kitabından.
Kitapta ki tarifte kreplere bal sürülüyor, ben bal yemediğim için bal yerine reçel kullandım.
Orjinal ismide "Kakaolu Krep İçinde Ballı Cevizli Muzlu Rulo"
Tarifte ceviz var ama ben antep fıstığı kullandım.
"Afiyetle Kalın"
KAKAOLU KREP İÇİNDE MUZLU RULO;
Malzemeler;

2 adet yumurta,
1 su bardağı soğuk süt,
1 çay bardağı sıvı yağ,
2 çorba kaşığı kakao,
Aldığı kadar un,
3 adet muz,
1 çay bardağı antep fıstığı,
1 çay bardağı süzme bal veya reçel.
TARİFİ;
Çukur bir kaseye yumurtayı, sütü, sıvıyağı, kakaoyu koyup, çırpma teliyle iyice çırpın.
Üzerine alabildiği kadar un ekleyip, ayran kıvamına gelene kadar karıştırıyoruz.
Hazır hale gelince yağlanmış teflon tavayı orta hararetteki ocakta ısıtıp, krep hamurundan
ince bir tabaka halinde dökün.
Kızaran krepleri bir tepsiye alıp, soğutun.
Soğuyan kreplerin üzerine bal yada reçel sürün.
Üzerine ceviz yada antep fıstığı serpin.
Bütün yada bölünmüş olarak muz koyup, krepleri sarın.
Bir parmak genişliğinde kesip, dilimleyerek servis yapın.
"Afiyet Olsun"

18 Ocak 2007 Perşembe

MANİSA KEBABI

Bugünkü tarifi yine Lezzet dergisinden öğrenmiştim.
1997 yılı Nisan sayısında bu tarif verilmişti.
Bu yemeği bir gün önceden kalan etli bezelye yemeğinizle de hazırlayabilirsiniz.
Dikkat edilmesi gereken tek şey, kreplerin ince ve büyük pişirilmesi.
Kalın oldukların da size direniyorlar ve bohça gibi kapanmıyorlar.
Bazı yerlerde fırına verirken üzerine kaşar yerleştirdiklerini gördüm, bu tamamen size kalmış bir şey, isterseniz kaşar, isterseniz domates dilimi yerleştirin.
Birde ben iç malzemesine küçük mantarlardan ekledim.
"Afiyetle Kalın"


16 Ocak 2007 Salı

TEPSİDE VE PORSİYONLUK HAMSİLİ PİLAV

pirinç pilavı
Bu ayın yemek etkinliğinin konusu "pirinçli yemekler" olarak belirlendi. 
Bende bu etkinlik için 2 çeşit pilav hazırladım.
İlk tarifim Sebzeli-Tavuklu Pilav Pastası oldu, tarifi 👉BURADA
Yemek etkinliği için hazırladığım 2. pilav tarifim ise "hamsili pilav" oldu.
Daha önce Borcam tarzı tencerede hamsili pilav tarifi vermiştim.
Bu sefer porsiyonluk yani tek kişilik ve tepside hamsili pilav tarifi vereceğim.
Porsiyonluk olan hamsili pilav servis kolaylığı için çok iyi bir seçenek oluyor.
Pilavınız dağılmadan servis yapabiliyorsunuz.
Tepside olan hamsili pilavı da mümkünse masada servis yapın.
Bütünlüğü bozulmadan önce masada kendisini bir göstersin 😏
TEPSİDE HAMSİLİ PİLAV;
Malzemeler;

1.5 Kilo kılçıkları temizlenmiş hamsi,
3 bardak pilavlık pirinç,
yarım su bardağı sıvı yağ,
1 çay bardağı kuş üzümü,
1 çay bardağı dolmalık fıstık,
yarım demet dereotu,
Tuz,
Borcam'ı yağlamak için 2 tatlı kaşığı tereyağ.


TEPSİDE HAMSİLİ PİLAV TARİFİ;
Hamsinin kılçıklarını temizleyip, yıkayıp süzün.
Tepsiyi tereyağı ile yağlayın.
Süzülen hamsilerin tuzunu ilave edip, karıştırın.
Yağladığınız borcama hamsilerin içi size bakacak şekilde sıkı sıkı dizin.


Dereotlu pilavı daha önce verdiğim tarifle pişirebilirsiniz.
Hazırladığınız iç pilavı, dizdiğiniz hamsilerin üzerine yerleştirin.


Tepsinin kenarından sarkan hamsileri pilavın üzerine doğru kapatın.
Geri kalan hamsilerle tepsinin üzerini tamamen kaplayın.
















 
 
 
Orta hararette ki fırında, hamsiler hafif kızarıncaya kadar pişirin.
Kızaran hamsili pilavınızı servis tabağına ters çevirerek, sıcak sıcak servis yapın.

hamsili pilav tarifi
PORSİYONLUK HAMSİLİ PİLAV;
Eğer hamsili pilavı az kişiye yapacaksanız bu hali tam size göre.
Tek kişilik güveç kaplarında veya bu tarifte ki gibi sufle kaplarında porsiyonluk olarak hazırlayabilirsiniz.


Malzeme ve yöntem tepside yapılan ile aynı, porsiyonluk hamsili pilav için fırına dayanıklı sufle kabı kullandım.
"Afiyet Olsun"

15 Ocak 2007 Pazartesi

PİLAV PASTASI ve HAMSİLİ PİLAV

Muhterem'le Afiyetle

YE # 18 YEMEK ETKİNLİĞİ= PİRİNÇLİ TARİFLER
Ayın 15'i geldi ve biz yeni bir yemek etkinliğinde daha birlikteyiz.
Bu ay ki etkinlik konumuz pirinç.
Tabii pirinçle bir tek pilav yapılmıyor ama eminim bugünkü tariflerin ezici çoğunluğu değişik pilav tarifleri olacaktır.
Bende etkinliğe 2 pilav tarifiyle katılıyorum.
Bu ay ki ev sahibimiz Sonia bir ay içinde 2 etkinlik düzenleyerek bir ilki gerçekleştirdi.
Hatırlarsanız 25 Aralık'ta yılbaşı ve bayram mönülerinden oluşan ye#özel'i çok güzel bir şekilde tertipledi. YE# Özel etkinliği için hazırladığım menü 👉BURADA
Bugünkü etkinliği de çok iyi bir şekilde düzenleyeceğinden eminim.
Kolay gelsin Sonia.
"Afiyetle Kalın"

14 Ocak 2007 Pazar

GURBETÇİ ÇOCUĞU OLMAK



Gurbetçi çocuğu olmak nasıl bir duygudur bilir misiniz?

Blog sahibi olan arkadaşlarımızın çoğu gurbetten, yurt dışından yazıyor.
Onlar bilir ama benim anlatacağım durum biraz daha farklı.
Gurbetçi arkadaşlarımın çoğu ailece bir arada gurbetteler.
Benim babam Almanya'da çalışıyordu, prensipleri gereği bizim yurt dışında yaşamamızı istemedi.
Babam orada, biz annemizle burada yıllarca hasret çektik.

Gurbetçi çocuğu olmak demek, çok sevdiğiniz babanızın yılın sadece 1 yada 2 ayını (o da en iyi ihtimalle) sizinle geçirmesi ve hayatınızın hep babaya hasret ve özlemle geçmesi demek.

Babam ben daha 1 yaşıma girmeden, ekmek parası ve başkalarına muhtaç olmadan ailesini geçindirebilmek için Almanya'ya işçi olarak gitmiş.

Yılda 1 yada 2 ay gelip, eşi ve çocuklarıyla hasret giderip, tekrar gurbet yoluna düşmüş.

Biz burada babamıza hasret, babamız orada ailesine hasret olarak yitip giden yıllar.

Önce başımızı sokacak kadar ev almak için, daha sonra çocukların geleceği derken, bugün-yarın kesin dönüş yapacağım, hele birde emekli olayım derken, yitip giden bir ömür.

Babamızın geleceği günleri iple çekerdik, bizleri asla üzmezdi "çocuklara hasret kalıyorum zaten, onların kalbini kırmayayım" diye düşünür bizi hep hoş tutardı.

Geldiği gün hasret giderdikten sonra aklımız ve gözümüz hep bir kenarda açılmayı bekleyen bavullarda olurdu.

O yılların Türkiye'sinde, çoğu şeyin bulunmadığı ortamda, bavulundan genellikle; elektrikli ocaklar, küp şeker, tablet çikolata, Nutella, muz, sigara, paket paket gömlek, tabak ve fincan takımları, oyuncak, kasetçalar, teyp-radyo ve buralarda bulunmayan karaborsa olan daha bir çok şey çıkardı.

Akraba ziyaretlerine giderken gömlekler, çikolatalar ve sigaralar mutlaka hediye olarak verilirdi.

Kim bilir kaç genç kızın çeyizine babamın götürdüğü yaldızlı fincan takımları girmiştir.

Mutlaka bizi gezmeye ve Gülhane Parkı'na götürürdü.
Her Gülhane Parkı'na gidişimde aklım çocukluğuma, babamla yaptığımız pikniklere gider.
Ayasofya'ya ilk defa babamla gitmiştik ve Ayasofya'nın büyüklüğüne inanamamıştım.
Eminönü'ne gitmeden eve dönmez, oradan da çeşit çeşit kuruyemişler alırdık.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Gurbetçi olan ailelerde bir deyim vardır "Uçağın kanadında (kargosunda) değil, koltuğunda gelmek" yani ölmeden, sağ salim Türkiye'ye kesin dönüş yapmak.

Ne yazık ki benim biricik canım babam, emekli olup kesin dönüş yapmasına 6 ay kala,
14 Ocak 2001 tarihinde Almanya'nın Stuttgart kentinde vefat etti ve iki gün sonra uçağın kanadında yurda kesin dönüş yaptı.

Sayın ve Sevgili Biricik Canım Babacığım,

Bu cümle ile başlayan belki hiç abartısız yüzlerce mektup yazdım babama, bu cümle belki çok çocukça ama ben bu cümleyi ilk yazdığımda ilkokul 2. sınıfa gidiyordum, daha sonra da bu şekilde yazmayı bırakmadım.

"Mektuplarının gelmesini iple çekiyorum kızım, mektuplarını okumak sıkıntılarımı azaltıyor" demesi benim için en büyük mükafattı.
Telefonla konuşsak bile ben mektup yazmayı hiç aksatmadım, babamı mektupsuz bırakmadım.

Babacığım da benim yazdığım hiç bir mektubu atmamış.
O mektuplar benim çocukluktan, evli ve çocuklu bir ev hanımı olmama kadar geçen zamanın birer tanığı oldular.
Ne yazık ki vefatından sonra eşyalarını toplarken mektupları çöpe atmışlar.
Elimde sadece en son gönderdiğim mektup var.
Babam kendi elleriyle üzerine benim yeni telefonumu not olarak yazmış😥

Size son olarak babamın bavulundan çıkan, gazeteden kesilmiş gurbetle ilgili bir şiiri yazmak istiyorum.

YALAN DÜNYADA GURBET

İnsan güzel günleri hayal edip de yaşarmış,
Hangisi mutlu olmayı başarmış?
Gün olur dertler insanın ardından koşarmış,
Acılara dayanamaz olurda öfkeyle taşarmış,
Umutlar çoğu kez çıkmaz, seninle göçer,
Haftalar ayları kovalar, seneler geçer.
Lakin! Dertler çıkar ortaya, çareyi seçer,
İnsanoğlu bazı engelleri zor aşarmış.
Bir yuva kursun ister, çaresiz kalırmış,
Bir mani çıkar ortaya her şeyi alırmış,
Umutsuzca boynu bükük çareye varırmış.
Artık onun için dünya, boş ve darmış,
Bazıları kıskanınca insana kulp takarmış,
Kendini üstün gösterip de yan yan bakarmış,
Kimileri yetinmez, der bu insan sakarmış,
İşte böyle bir dünya da bu dertler varmış,
Çokları umutsuz kalır, hayalleri söndürür,
Kader bu insanı oynatır ne hale döndürür,
Kimini için için ağlatır, kimini güldürür.
Kader de düşeş gelen, hileli bir zarmış,
Engellerle dolu, bir dünyada kalmışız,
Bu yüzden olmayacak hayale dalmışız.
Neyi özlemiştik, hep hasret kalmışız.

Söylemek çok zor, kısmetim bu kadarmış,
Canı tez yalan dünyanın neresi doğru,
Çeker çileleri de yaşar insanoğlu,
Büküldü belimiz, gurbette kaldı eğri,
Gurbete düşenin dertleri de azarmış.

"Nur içinde yat canım Babacığım."

11 Ocak 2007 Perşembe

DEĞİŞ TOKUŞ KURABİYESİ

Bu tarif Lezzet dergisinin 1998 yılı Haziran sayısında yayınlandı.
Yakında okullar ara tatile girecek, çocuklarınızla birazda onları oyalamak için bu kurabiyeyi birlikte yapabilirsiniz.
Fikir çok ilginç, ortasını istediğiniz modelde kesin ve kakaolu ile beyaz hamur arasında değiş tokuş yapın.
İyi eğlenceler!
" Afiyetle Kalın"


9 Ocak 2007 Salı

EVLİLİK YILDÖNÜMÜ PASTASI


Bugün eşimle evlilik yıl dönümümüz.
9 Ocak 1987 tarihinde evlendik, bugün hayırlısıyla 20. yılımıza gireceğiz İnşaallah.
Sanki 20 yıl göz açıp, kapayıncaya kadar geçti.
Geriye dönüp baktığımda acısıyla-tatlısıyla, üzüntüsü-sevinciyle, tuzu-biberiyle : ) geçen yıllar.
Ekim 1987 tarihinde oğlumuz Safa dünyaya geldi.
Oğlumla aramızda sadece 17 yaş var, şimdi oğlum da koca delikanlı oldu.
Ekim 1992 tarihinde kızımız Hilal'in dünyaya gelmesiyle çekirdek ailemiz tamamlanmış oldu.
Oğlumla aramız şeker gibidir, bilgisayarın bakım-onarımı ona aittir.
O olmasa bilgisayar çoktan çökmüştü.
Üniversite için şehir dışında olduğu zamanlarda, tatillerde eve gelince hemen bilgisayarı toparlar, virüsleri temizler, her türlü sorununu giderir.
Kızımda blog işlerinde en büyük yardımcım, sorun çıkınca hemen bana yardımcı olur.
Oğlum bana çok düşkün, kızım da babasına daha düşkün.
Sanırım ana-oğul, baba- kız düşkünlüğü bizim evde de geçerli.
Son söz;
Evlilikle ilgili bir kaç güzel söz üzerine olacak.
*Evlilikte başarı yalnız aranan kişiyi bulmak değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır.

*Evlilik bir sandalyeye benzer, onu ayakta tutan 4 ayak;
Dostluk, Saygı, Şefkat, Aşk.
Bu dörtlüyü 4 öpücükle de anlatabiliriz.
Yanağa konan ; Dostluk,
Ele konan; Saygı,
Alna konan ; Şefkat,
Dudağa konan ; Aşk.
Evliliğiniz de bu dörtlü eksik olmasın.
"Afiyetle Kalın"


8 Ocak 2007 Pazartesi

MİNİK KÖFTELİ PİLAV

MİNİK KÖFTELİ PİLAV;
Malzemesi:

2 su bardağı pilavlık pirinç,
Yarım çay bardağı sıvı yağ, 
1 yemek kaşığı tereyağ,  tuz.
Köftesi için;
250 gram köftelik kıyma,
Tuz-karabiber.
Kızartmak için;1 su bardağı sıvı yağ.
Yapılışı:
Pirinci bir kaç saat önceden ıslatın.
Köfteleri yoğurup misket büyüklüğüde yuvarlayın.
Kızgın sıvı yağda köfteleri kızartıp hazırlayın.
Pirinci iyice süzün. Sıvıyağ ve tereyağda kavurun. 
Tuzunu ve suyunu ilave edin, kısık ocakta pişirip, dinlendirin.
Servis yapacağınız zaman, kasenin dibine önce bir kaç kaşık köfte yerleştirip, onun üzerine pilavı koyun ve servis tabağına ters çevirin.
"Afiyet Olsun"

4 Ocak 2007 Perşembe

TAVUK KÖFTESİ

Eveeet! Nerde kalmıştık?
Bayram temizliği, bayram koşuşturması, bayram ve yeni yıl derken sakin günlerimize geri döndük.
Allah ağzımızın tadını bozmasın, yeni yılla birlikte ülkemizi her türlü görünür-görünmez bela ve kazalardan, afetten, savaştan, kıtlıktan ve düşmanlardan korusun İnşaallah!
(Amin)
Bugün size tavuk köftesinin tarifini vermek istiyorum.
Kırmızı eti yemeyenler yada kolesterol yüzünden yemesi yasak olanlar, bu tarif beyaz etle yapıldığı için tam size göre.
Bazen köfte hazırlarken evde malzeme eksikse, hazır köfte harcı kullanıyorum ama siz klasik usulde (soğan-ekmek içi-baharat) malzemelerle hazırlayabilirsiniz.
"Afiyetle Kalın"

TAVUK KÖFTESİ;
Malzemeler;

1 Kilo tavuk kıyması,
1 paket köfte harcı,
Yarım demet dereotu,
Yarım demet maydanoz,
1 yemek kaşığı kırmızı pul biber,
1 adet yumurta,
TARİFİ;
Tavuk kıymasının içine, köfte harcını boşaltın.
Üzerine incecik kıydığınız maydanoz ve dereotunu, pul biberi, yumurtayı ve 1 bardak suyu ilave edin.
Hazırladığınız karışımı iyice yoğurun.
Fırın tepsinizi yağlayın, köftelerinize şekil vererek tepsiye yerleştirin.
Önceden ısıttığınız fırında köfteler kızarıncaya kadar pişirin.
Köftelerinizi roka yaprakları üzerinde servis yapabilirsiniz.
Köftelerin yanında ki patatesleri doğrayıp, tuz ve biberiye serpip, fırın poşetine yerleştirin.
Poşetin içine 2 yemek kaşığı sıvı yağ dökün, poşeti sallayarak malzemeyi karıştırın.
Köfteler üst bölmede fırın tepsisinde pişerken, alt rafta ızgaranın üzerinde küçük bir tepsinin içinde patatesler de gayet sağlıklı bir şekilde pişti, tavsiye ederim.
" Afiyet Olsun"