Bugün güne 2 ölüm haberi ile başladık.
Birisi, hastalığı çok ilerlediği için sayılı günleri kaldığı söylenen Farah Fawcett, diğeri ise gençliğimizin vazgeçilmez popçularından herkesin deyimi ile popun kralı Michael Jackson.
Farah Fawcett'in durumunun çok ağır olduğunu ve her an hayatını kaybedeceğini daha önce öğrenmiştim, onun için ölümüne çok şaşırmadım.
Ama Michael Jackson'ın ölüm haberi herkes gibi beni de çok şaşırttı.
Bugün dünyanın gündeminde ne savaş, ne açlık, ne de başka bir şey vardı, bugün gündem Michael Jackson'dı.
Ben gençliğimde sıkı bir Tv'de 7 Gong ve Blue Jean takipçisiydim.
Aldığım dergileri hiç atmadığım için hemen dergilerimi ortaya çıkarıp, Michael ile ilgili haberlerin olduğu dergileri çıkardım.
Hepsini okuyup, o günlere geri döndüm.
Bizim kuşağın, bugünkü gibi yüzlerce tv kanalı seçeneği, yada bilgisayar-internet gibi bir seçeneği yoktu.
Haftanın belli günlerinde İzzet Öz'ün, Sezen Cumhur Önal'ın sunduğu programlar ve Pop Saati isimli bir programdan yabancı müzik kliplerini takip ederdik.
1989 yılında Star tv ilk yayınlarına başladığı zaman, belli bir süreyi yabancı kliplere ayırırdı.
Hele Michael'ın, Dangerous albümünde ki Black or White klibini ve o albümde ki pek çok şarkının klibini öyle çok gösterirdi ki hepsini ezberlemiştik.
Klipleri sinema tadında, tam bir görsel şölen olurdu.
Number One Tv sabahtan beri Michael'in kliplerini gösteriyor.
Klipleri seyredip, eski günleri yâd ediyorum.
Adı iyi yada kötü pek çok olayda geçsede özel hayatı beni ilgilendirmiyor.
O iyi bir pop ve dans sanatçısıydı.
Dünya ve çevre sorunları için ve açlıkla mücadele için yaptıklarını kimse göz ardı edemez.
Bugün pek çok yerde duyduğum cümleye katılıyorum.
"O kariyeri kötü yönetilmiş, yalnış yönlendirilmiş iyi bir sanatçıydı"
Pop dünyasının başı sağolsun.