Daha önce kek için meyve şekeri kullandınız mı?
Ben bulamadığım için kullanamıyordum, bir gün Yenibosna Tansaş'ta karşıma çıktı.
Hemen alıp denedim, sonuç; Harika!
Eminim çoğu büyük marketlerde var ama nerede olduğunu bilmediğimiz için bulup, alamıyoruz.
Bu kutuyu çabucak bitirdim, yenisini almak için bu sefer Merter'de ki Tansaş'a gittim.
Kek malzemelerinin arasında aradım, aynı markanın damla çikolatası vardı ama meyve şekeri yoktu.
"Herhalde market küçük olduğu için, her ürün bulunmuyor" diye düşünmeye başlamıştım ki, müsli ve kahvaltılık corn flekslerin arasında buldum.
Not;
Artık Eminönü'nde baharat satan, pasta malzemeleri satan dükkanlarda da açık olarak kilo ile satılmaya başladı.
Meyve şekeri kuruyken bile çok lezzetli, içinde portakal, ayva, incir var.
Ben birde limon kabuğu rendeliyorum.
Kek hamuruna karıştırmadan önce biraz suda bekletiyorsunuz ve hamura ekliyorsunuz.
"Afiyetle Kalın"
11 Mayıs 2007 Cuma
4 Mayıs 2007 Cuma
IZGARADA YERLİ SOMON
Eşimin balık sevmesi sayesinde bu sayfalarda balık tarifleri ve fotoğrafları görebiliyorsunuz.
Bana kalsa eve hiç balık almıyacağım.
Neyse ki balık seven biri var ve eve balık giriyor.
Ben yemem için zorlanmadığım sürece pişirmeye itiraz etmem.
Resmini çekeceğim değişik bir balık olunca seve seve süslerim.
Bu sefer ki balığımız boyutundan da anlıyacağınız gibi yerli somon.
İthal olanlar oldukça iri oluyor.
"Afiyetle Kalın"
IZGARADA YERLİ SOMON;
Malzemesi;
1 kilo yerli somon,
3-4 yemek kaşığı sıvı yağ,
Tuz ve biberiye.
Yapılışı;Doğranmış balıkları yıkayıp,süzün.
Tuz,biberiye ve sıvı yağ ile harmanlayıp,ızgaraya dizin.
İçine su doldurulmuş,başka bir tepsiyle birlikte fırında kızarıncaya kadar pişirin.
"Afiyet Olsun"
*Muhterem'le Geziye güncellendi.
Çamlıca Tepesinden, İstanbul'un hem Anadolu yakasına hemde Avrupa yakasına bakmak ve muhteşem Boğaziçi'ni seyretmek ister misiniz? Bakınız;
Muhterem'le Geziye-Çamlıca Tepesi 2007
Bana kalsa eve hiç balık almıyacağım.
Neyse ki balık seven biri var ve eve balık giriyor.
Ben yemem için zorlanmadığım sürece pişirmeye itiraz etmem.
Resmini çekeceğim değişik bir balık olunca seve seve süslerim.
Bu sefer ki balığımız boyutundan da anlıyacağınız gibi yerli somon.
İthal olanlar oldukça iri oluyor.
"Afiyetle Kalın"
IZGARADA YERLİ SOMON;
Malzemesi;
1 kilo yerli somon,
3-4 yemek kaşığı sıvı yağ,
Tuz ve biberiye.
Yapılışı;Doğranmış balıkları yıkayıp,süzün.
Tuz,biberiye ve sıvı yağ ile harmanlayıp,ızgaraya dizin.
İçine su doldurulmuş,başka bir tepsiyle birlikte fırında kızarıncaya kadar pişirin.
"Afiyet Olsun"
*Muhterem'le Geziye güncellendi.
Çamlıca Tepesinden, İstanbul'un hem Anadolu yakasına hemde Avrupa yakasına bakmak ve muhteşem Boğaziçi'ni seyretmek ister misiniz? Bakınız;
Muhterem'le Geziye-Çamlıca Tepesi 2007
24 Nisan 2007 Salı
KAŞARLI KURABİYE ve ÇAYIN ÖYKÜSÜ
Bu şiiri yıllar önce bir yerde okuyup, defterime yazmıştım.
Çay bitkisinin nasıl oluştuğunu anlatan masalsı ama hüzünlü bir hikaye.
Kimin yazdığını ne yazık ki bilmiyorum.
BİR BARDAK ÇAYIN ÖYKÜSÜ
Bir gün yoksul bir köylü,
Söğüt ağaçlarının altına oturmuş,dua ediyormuş.
"Allah'ım! Bir dileğim var senden,eğer olursa tam 9 gün uyumadan dua
edeceğim" Diyormuş.
Ve günü gelmiş,dileği olmuş yoksul köylünün.
Tam 9 günde, uyumadan dua etmiş.
Ama,dokuzuncu günün akşamı
Yorgunluktan kapanıvermiş gözleri,
Ve sabaha dek uyuyuvermiş.
Ertesi gün,öfke içinde uyanmış yoksul köylü,
Lanetler yağdırmış gözlerine.
Ve yetinmeyip,kesmiş gözkapaklarını
Kötülük ettikleri için kendisine.
İki küçük et parçası,koparılmış kelebek kanatları gibi düşmüşler yere.
Bir yıl sonra da,
Bir ot sürgün vermiş,gözkapaklarının düştüğü yerden.
Yeşil ince yapraklı bir ot.
Girdiği kapta ki kaynayan suyu,
Köylünün gözlerinden akan kanlar gibi
Kırmızıya boyuyormuş hemen.
İşte insanlar o günden sonra bu kırmızı suyu,
Şekerle içmişler.
Adına da "ÇAY" demişler.
Ama çok içenlerin bir türlü uyku girmemiş gözlerine,
Geceleri uykusuz geçirmişler hep,
O yoksul köylünün yerine.
"Afiyetle Kalın"
Çay bitkisinin nasıl oluştuğunu anlatan masalsı ama hüzünlü bir hikaye.
Kimin yazdığını ne yazık ki bilmiyorum.
BİR BARDAK ÇAYIN ÖYKÜSÜ
Bir gün yoksul bir köylü,
Söğüt ağaçlarının altına oturmuş,dua ediyormuş.
"Allah'ım! Bir dileğim var senden,eğer olursa tam 9 gün uyumadan dua
edeceğim" Diyormuş.
Ve günü gelmiş,dileği olmuş yoksul köylünün.
Tam 9 günde, uyumadan dua etmiş.
Ama,dokuzuncu günün akşamı
Yorgunluktan kapanıvermiş gözleri,
Ve sabaha dek uyuyuvermiş.
Ertesi gün,öfke içinde uyanmış yoksul köylü,
Lanetler yağdırmış gözlerine.
Ve yetinmeyip,kesmiş gözkapaklarını
Kötülük ettikleri için kendisine.
İki küçük et parçası,koparılmış kelebek kanatları gibi düşmüşler yere.
Bir yıl sonra da,
Bir ot sürgün vermiş,gözkapaklarının düştüğü yerden.
Yeşil ince yapraklı bir ot.
Girdiği kapta ki kaynayan suyu,
Köylünün gözlerinden akan kanlar gibi
Kırmızıya boyuyormuş hemen.
İşte insanlar o günden sonra bu kırmızı suyu,
Şekerle içmişler.
Adına da "ÇAY" demişler.
Ama çok içenlerin bir türlü uyku girmemiş gözlerine,
Geceleri uykusuz geçirmişler hep,
O yoksul köylünün yerine.
"Afiyetle Kalın"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)