16 Ekim 2006 Pazartesi

MUHALLEBİLİ GÜLLAÇ BOHÇASI ve LOKMA

Muhterem'le Afiyetle
YE#15 TÜRK VE DÜNYA MUTFAKLARINDAN BAYRAM TATLILARI
Yemek etkinliklerinin 15.si, benim katıldığım 2. etkinlik olan "Türk ve Dünya Mutfaklarından Bayram Tatlıları" konulu etkinliğimize hoşgeldiniz!
Bu ayki ev sahibimiz "Dersaadet", kendisine teşekkür ediyor, yapacağı düzenlemeler ve çalışmalar için kolay gelsin dileklerimi iletiyorum.

Tatlılar Türk mutfağının en zengin bölümlerinden biridir.
Türklerin yaşamında, doğumdan ölüme tatlı yapılır.
Doğan çocuğun tatlısı yenir, ölen kişinin helvası dağıtılır.
Her tür törende önce tatlı düşünülür.
Bu nedenle Türk tatlıları çok gelişmiştir ve çok güzeldir.
Güllaç ise, Ramazan tatlısı olarak bilinir.
Eski istanbul konaklarında güllacı evin hanımefendisinin yapması adettendi.
Evde 10 tane aşçı da olsa güllaç sofraya geldiğinde herkes onu evin hanımefendisinin narin elleriyle yaptığını anlar, zevkle yerdi.
Güllaç yapıldığı anda fazla bekletilmeden yenmelidir.
Bekletilen güllaçlar pelteleşir ve özelliğini kaybeder.
*Yazı, Nevin Halıcı'nın kitabından alınmıştır.
"Afiyetle Kalın"

*Ben güllaçları servis tabağına dizip, çekim yaptıktan sonra tekrar süt dolu tepsiye aktardım.
Sütsüz kalmak güllaçlara hiç iyi gelmiyor.

Ramazan'ın gülü güllaç
MUHALLEBİLİ GÜLLAÇ BOHÇASI;
Malzemeler;

Yarım paket(7 yaprak) güllaç,
1,5 litre süt,
500 gram şeker,
Muhallebisi için;
2 bardak süt,
1 bardak un,
1 bardak şeker,
125 gram margarin,
1 vanilya,
1 çay bardağı dövülmüş ceviz içi,
Üzeri için;
Yarım su bardağı Antep fıstığı,
Nar taneleri,
TARİFİ;
Muhallebiyi pişirmek için, margarini eritip, unu kavurun.
Vanilya karıştırılmış sütü ve şekeri ekleyin.
Mikserle iyice çırpıp, topaklarını giderin.
Ceviz içinide ekleyip, karıştırarak soğutun.
Büyük bir tepside güllaç yaprağını, şekerini ilave edip önce kaynattığınız sonra ılıttığınız sütte ıslatın.
Yaprakları dört bir tarafından zarf gibi katlayıp, bir kasenin içine yerleştirin.
Muhallebiden 2 kaşık yerleştirin ve bohça gibi katlayın.
Tepsiye ters çevirip yerleştirin.
Bütün yaprakları bu şekilde hazırlayıp, tepsiye dizin.
Üzerini istediğiniz gibi süsleyin.
Artan sütü güllaçların olduğu tepsiye ilave edin.
"Afiyet Olsun"

lokma tarifi
LOKMA;
Lokma,Türk-İslam inanışına göre Hazreti Muhammed'in (S.A.V) mührünü temsil edermiş.
Anadolu'da kutsal günlerde dağıtılan bir tatlıdır.
Sıcak veya soğuk yenebilir.
Çocukluğum da bayramda memlekete gitmiştik, her evde bize lokma tatlısı ikram edilmişti.

LOKMA;
Malzemesi;
Lokma için;

3 su bardağı un,
2 su bardağı su,
1 tatlı kaşığı kuru maya,
4 parça damla sakızı, (isteğe bağlı)
1 çay kaşığı tuz.
Şerbeti için;
5 su bardağı şeker,
4 su bardağı su,
1 çorba kaşığı limon suyu,
Kızartmak için; Sıvı yağ.
TARİFİ;
Kapaklı bir kaba unu eleyin, unun ortasını açarak mayayı, yarım su bardağı ılık suyu koyup kenarlarından un alarak boza kıvamına getirin.
Unu üzerine toplayıp, sıcak bir yerde bekletin.
Hamurda çatlamalar oluşunca arasını açıp,kalan suyu,tuzu,sakızı ilave edin.
Çırpa çırpa yoğurup, kabınızın kapağını kapatın.
Sıcak yerde mayalandırın.
Hamur iki -üç misli kabarınca, ucundan alıp kontrol edin, göz göz olmuşsa hazır demektir.
Hamurdan avunuza alıp, baş ve işret parmağınızın arasından çıkacak şekilde sıkın.
Çıkan hamur parçasını yağa batırılmış kaşıkla alıp, kızgın yağa atın.
Yağı lokmalarla çok doldurmayın, kabarmasını engelleyebilir.
Kevgirle sürekli karıştırarak iyi pişip kabarmasını sağlayın.
Pişen lokmaları, önceden hazırladığınız soğuk şerbete atın.
"Afiyet Olsun"

15 Ekim 2006 Pazar

ABLAMDA İFTAR

Taze taze, sıcak sıcak bunlar!
Dün akşam ablamda iftardaydık.
Araya zaman girmeden, başka yazılar girmeden, yazıyı yazmak istedim.
Bu arada YE#15 Tatlılar yazımızın yarın yayında olması gerekiyor.
Geçen hafta ki misafirlerimin mönüsünü çektim bir ara onu yayınlamam lazım,
bu çarşamba iftar sırası bende o günün mönüsünü de yayınlamak istiyorum.
Anlıyacağınız bugünden daha müsait gün yok bu yazı için.
Ablam Sarıyer Yeniköy'de oturuyor.
Biz dün Bakırköy tarafından 16.30 gibi çıktık, sanki bütün İstanbul yollardaydı.
Tabiri caizse milim milim ilerledik.
Bu yol tıkalı değildir diye girdiğimiz bütün yollar tıkalıydı.
O yoldan çık, öbür yola gir derken küçük bir İstanbul turu atmış olduk.
İftara yetiştik mi? Evet yetiştik ama o güzelim masayı çekmeye fırsatımız olmadı.
Herkes masaya yerleşince "ben masanın resmini çekecektim" diyemedim.
Bende yemeklerin resmini herkes yemek yerken, arka odada çektim.
Bu yüzden resimler karanlık çıktı ama mönü muhteşemdi, ellerine sağlık ablacığım. 

Bizim ailenin beylerinin (eşim hariç), hiç sebzeyle işleri olmuyor, çorbadan hemen sonra pilava atlıyorlar.
Beyler yazın patlıcan, kışın ıspanağa razı oluyorlar.
Bu yüzden onları düşünerek, mönüye karar veriyoruz.
Bende Çarşamba günü için patlıcan düşünüyorum ama dur bakalım diyorum kendi kendime hele o güne bir ulaşalım.
Bizde hanımlar olarak arada bir onları takmayıp, kendimiz için değişik sebzelerde pişiriyoruz.

Ablamın menüsü hem beylere, hemde hanımlara hitap eden güzel bir mönüydü. 

ABLAMIN İFTAR MÖNÜSÜ;
Tavuk paçası çorbası,(görünümü şık ve lezzetli bir çorba, en kısa zamanda tarifini alıp, yayınlarım)
Fırında Patlıcan, köfte ve patates dizmesi,
Pirinç pilavı, yanında asma yaprağı sarma,
Pastırmalı Börek, salata,
Tatlı olarak; Şekerpare. 

 
Pastırmalı Börek 

Şekerpare


Bir iftarda böyle geçti, darısı çarşamba günü için benim başıma!

"Afiyetle Kalın"

13 Ekim 2006 Cuma

KIZKARDEŞİM TUĞBA'DA İFTAR YEMEĞİ

Geçen hafta Cumartesi günü kızkardeşim Tuğba'da iftardaydık.
Bu hafta ablamdayız, önümüzdeki hafta içi bende, sonrada abimde iftarda olacağız İnşaallah.
Geçen yıl ilk haftayı ben almıştım, bu sene annemde toplandık.
Ben son haftaya kaldım.
Cumartesi günü eşim beni Tuğba'ya sabahtan bıraktı.
Hazırlıkları birlikte yaptık diyemeyeceğim, Tuğba hazırlıklarını daha önceden yapmış.
Tatlıları akşamdan yapmış, bir kaç gün önce dolmalarını ve böreklerini sarıp, dondurucuya koymuş.
O gün hazırladıklarını pişirdi.
Ben sadece Tuğba'nın 2 yaşındaki oğlu Efe'ye baktım, o da işlerini yaptı.
Akşam üstü kızımla birlikte masayı kurdular, bana da resimleri çekmek içn zaman kalmış oldu.
Ramazan'a girerken iftar sofralarını çekmek gibi bir fikrim yoktu ama çoğu bloglar resim çekip yayınlayınca,
hele portakal ağacından Hatice'de iftar sofrası yayınlayınca,
dedim bende yayınlayayım hem "ne yemek yapayım, nasıl menü oluşturayım?" diyenlere bir fikir vermiş oluruz diye düşündüm.
Kendim bu güne kadar verdiğim iftar sofralarını görüntülemeyi başaramadım.
Ne kadar hazır olursanız olun, o gün telaşınız ve işiniz hiç bitmiyor.
Dondurucum yok, her şeyi o gün hazırlayıp, pişirmek zorundayım.
Tatlıyı bir gün önceden hazırlamaya gayret ediyorum.
Yemekler-börekler anca pişip hazır oluyor, resim çekmeye hiç vaktim kalmıyor.
Pazar günkü misafirimin tatlısını, pazartesi günkü misafirlerimin ise yemek menüsünün resimlerini çektim, onları yayınlayacağım.
İnşaalah bizimkilerin geldiği gün masayı görüntülemeyi başarırım.
" Afiyetle Kalın"


 
TUĞBA'NIN İFTAR MENÜSÜ;
Masada bulunanlar;

Kemalpaşa Tatlısı


"Afiyetle Kalın"