25 Eylül 2007 Salı

BLOGSPOT'TAYIM


İlk göz ağrım olan Blogcu'da ki "Muhteremle Afiyetle" için 15 Ay emek verdim ama son dönemde ki bitmek bilmeyen sorunları ve arızaları yüzünden benim gibi sakin bir insanı bile çıldırttığı için, Blogcu.com'dan ayrılıp, Blogspot'a geçtim.
Blogspot'un özelliklerini anlamaya ve çözmeye çalışıyorum.
Muhterem'le Afiyetle yeni tariflerine artık buradan devam edecek : )
"Afiyetle Kalın"

21 Eylül 2007 Cuma

PATLICAN BURGER

köfteli patlıcan yemeği

Geçen Cumartesi bu Ramzan'ın ilk iftar misafirlerini ağırladım.
Ana yemek olarak ne yapayım derdi, eminim tüm hanımların sorunu.
Üstelik bizim ailenin beyleri genellikle yemek seçiyor.
Sebze olarak bir tek patlıcan yemeği yedikleri için mönümüzü ona göre hazırlıyoruz.
Bu arada, yemek seçen eşim değil, bazı misafirlerim : )
Sağolsun eşim tam bir sebze düşkünüdür, ne pişirsem yer.
Patlıcanın yemek çeşitleride bir yere kadar, hep aynı şeyler olmuyor.
Bende ne yapayım diye düşünürken aklıma bu fikir geldi.
Tombiş bostan patlıcanlarını çok severim, bu tarif normal patlıcanlarla biraz sönük kalırdı.
Üzerine hamburger köftesi kadar büyük köfte yerleştirdim.
Piştikten sonra üzerine kaşar dilimi yerleştirdim çünkü patlıcan ve köftenin düşmeden birbirinin üzerinde durması gerekiyordu.
Kaşar köftenin üzerinde eriyince patlıcanla birbirine kaynak yapmış gibi tuttu.
Patlıcanından köftesine kadar her şeyini çiğ olarak fırına verdim.
Yani bu yemek kızartma işiyle sizi uğraştırmıyor.
Tepsinin üzerini kapatmadığım için köfteler kızardı.
Patlıcanlarda salçalı ve yağlı suyun içinde ağır ağır pişerek kıvama geldi.
Anlıyacağınız pratik-lezzetli-görüntüsü yerinde bir ana yemek.

*Geçen ay, Ayşe Yaman'nın ilkini gerçekleştirdiği, yeni yemek etkinliğimizin konusu; Ramazan.
Ev sahibimiz; "Diyalog Yemekleri" blogundan Süheyla.
Kolay gelsin dileklerimi iletiyorum.
"Afiyetle Kalın"

18 Eylül 2007 Salı

BLOG OYUNU; SEVERİM

Diyalog yemekleri blogundan sevgili Süheyla, beni "severim" oyununa davet etti.
Ne yazayım, ben neyi seviyorum derken işte sevdiklerim, sevindiklerim.
Severim;
Ajda yada aida bardakla çay içmeyi severim. Aslında çayı çok severim, neyle içtiğim hiç mühim değil ama bardakta bana uygun olursa değmeyin keyfime.
*Resim Küçük Çamlıca'da çekilmiştir.
Severim;
Maviyi çok severim.
Kıyafet, ev dekorasyonu fark etmez, elim hemen maviye gider.
Oturma odası, yatak odası, banyo masmavi.
Aksesuarları, objeleri, eşyaları mutlaka oda rengine uysun diye mavi tonlarında alırım.
Bir gün eşim mor bir duvar saati almış gelmiş, hiç bir yere uymuyor.
Mavi olsa ben onu el üstünde tutmaz mıyım? Hemen birine hediye ettim, ertesi hafta mavi duvar saatim geldi.
Boya yaparken iki odayı Marshall'ın çok ferahlık veren pastel mavisi olan "çiğ damlası" isimli boyasıyla boyattık.
Severim;
E.R dizisini (nam-ı diğer: Acil Servis) çok severim. 
Hele Cumartesi günleri bir yere gitmediysek, kimse bize gelmediyse yalnız başıma oturup, telaşsız bir şekilde seyretmeyi çok severim.
Bu günlerde iftar koşuşturmasına denk geliyor ama nasıl olduysa gece 2 'de tekrarını vermeye başladılar.
Severim;
Ne alırsan 1 Ytl dükkanlarını, aslında çoğu şeyin fiyatı 1 Ytl değildir ama içerde dolaşmak yeni mallar gelmiş mi diye bakmayı çok severim.
Yemek takımlarında çok çeşit olan, hele tabakları tane hesabı satan dükkanları çok severim.
Değişik modelde yemek tabaklarıyla resim çekmek için bir modelin kasesini, yemek tabağını ve servis tabağını alırım.
Böylelikle bütün takımı almamış olurum ama evde biriken birbirinden farklı modelde ki tabakları ne siz sorun, ne ben söyleyeyim : )
Şimdi gelelim kimi sobelediğime;
Büyüleyen mutfak kokusundan; Esra,
Pembeli'den; Nazife,
Halenze'den; Özlem,
Ve Disal; Saliha,
Hadi bakalım şimdi sizin sevdiklerinizi bekliyoruz.